Vinceria Lineum RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Vinceria Lineum RPG

Harry Potter'ın büyüleyici dünyasına yeni bir pencere, yeni bir soluk!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Tesadüfün Bu Kadarı

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
L. "Nemesis" Nephilium
Beauxbatons &. 6.Sınıf
Beauxbatons &. 6.Sınıf
L.


Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 05/07/11
Yaş : 27

Mini Lejant
Savaş Tarafı: Tarafsız
RP Yaşı: 20
RP Partneri: Hmmm adi, ukala, çapkın herifin teki. Ama nedense benim kalbimi yerinden oynatıyor.

Tesadüfün Bu Kadarı Empty
MesajKonu: Tesadüfün Bu Kadarı   Tesadüfün Bu Kadarı EmptyÇarş. Ağus. 10, 2011 11:22 pm

Tesadüfün Bu Kadarı Ashley-ashley-greene-24257952-100-100xTesadüfün Bu Kadarı Emma-icons-emma-watson-24097204-100-100
...Cassie & Nemesis

#. Çatlak Kazan
#. 20 Temmuz 2002
#. Profesör ve öğrencisi Çatlak Kazan'da karşılaşırlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie Ashford
Beauxbatons | Tılsımlar ve Karanlık Büyüler Profesörü
Beauxbatons | Tılsımlar ve Karanlık Büyüler Profesörü
Cassie Ashford


Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 13/06/11

Tesadüfün Bu Kadarı Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfün Bu Kadarı   Tesadüfün Bu Kadarı EmptyPerş. Ağus. 11, 2011 2:54 pm

Okul kapalıyken İngiltere'nin tadını çıkarmak gibisi yoktu. İstediği kadar vakit öldürüyor, kendisine zaman ayırabiliyor ve bol bol bir şeyler içip rahatlayabiliyordu. Canı sıkıldığındaysa Hogwarts'tan eski bazı arkadaşlarla buluşup bir şeyler yapmak da güzel olabiliyordu. Çoğu arkadaşıyla pek ortak noktası kalmasa bile eski günleri hatırlamayı seviyordu. Her ne kadar Hogwarts dönemi pek parlak ve zevk dolu geçmese de~

Bugünü diğer günlerine göre pek boş geçecek gibi duruyordu. Yapacak bir şeyi yoktu. Gitmesi gereken yerler neredeyse kalmamıştı. Buna rağmen önünde geçirecek uzun günler vardı. İngiltere'de hayat sandığından yavaş akıyordu.

Çatlak Kazan'daki odasında içeri giren güneş ışınları yüzünü kaplıyordu. Yataktan doğrulup masada duran eski saate baktı. Saat sabah 10'a yaklaşıyordu. Okulda geçen zamanlar yüzünden erken uyanmaya alışmıştı ama tatil sebebiyle daha çok uyusa fena olmaz diye düşünmeye başlıyordu. Yine de boşuna oyalanmak istemeyip yataktan kalktı, kot pantolonunu ve tişörtünü giydi.

Gün güzel bir gündü. Tüm gece eğlenen tatilciler için sabahın körü sayılsa da aileler ve çok de eğlenmeyen insanlar çatlak kazanı doldurmuşlardı bile. Çoğu kahvaltı yapıyordu. Ne de olsa günün en değerli öğünü. Cassie de az da olsa bir şeyler yemek isterdi kahvaltıda. Gidip kendine bir tost ve çay aldı. Ardından da masalardan birine oturup tostunu kemirmeye başladı. Yine sıradan bir gün işte.

Tost ve çay ikilisiyle kahvaltısına devam ederken etrafı izlemeye başladı. Tanımadığı bir sürü insan~ Bir dakika, bir dakika... Gözleri onu yanıltıyor muydu yoksa karşısındaki L miydi? Genç öğrencisini burada görmeyi beklemezdi. Eh görmüşken de bir selam vermek fena olmazdı. -öğretmenlikten gelen rahatsız edici samimiyet prosedürü- Tostunun bulunduğu tabağı ve çay bardağını alıp L'in olduğu masaya kondu ve sandalyeye çöktü. İyi öğretmen öğrencisine öğrenci muamelesi yapmaz. Tabi L buna şaşırmış da olabilir...

"N'aber öğrenci? Ayağa kalkmana gerek yok. Bilirsin öğrencileri severim falan, yanına geleyim dedim görünce. İngiltere'de pek öğrencime rastlamıyorum da." Duruma göre garip bir giriş yaptığını söyleyebilirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://theaphrodi.blogspot.com/
L. "Nemesis" Nephilium
Beauxbatons &. 6.Sınıf
Beauxbatons &. 6.Sınıf
L.


Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 05/07/11
Yaş : 27

Mini Lejant
Savaş Tarafı: Tarafsız
RP Yaşı: 20
RP Partneri: Hmmm adi, ukala, çapkın herifin teki. Ama nedense benim kalbimi yerinden oynatıyor.

Tesadüfün Bu Kadarı Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfün Bu Kadarı   Tesadüfün Bu Kadarı EmptyPerş. Ağus. 11, 2011 3:56 pm

    Topuk sesleri arnavut kaldırımlarda yankılanırken, genç kız en son ne zaman buraya geldiğini merak etti. Çok uzun bir zaman geçmemişti fakat ona yıllar gibi geliyordu. Bilinci anılarının kırıntılarını hafızasına serpiştirirken, Nemesis de ailesinden kaçtığı zamanlarda gittiği yere doğru değiştirdi yönünü. Cisimlenme iznine kavuştuğundan beri sık sık yaptığı bir şey varsa o da kapıyı çarpıp toz olmaktı. Gerçekten işe de yarıyordu. Buraya geldiğini etse etse Ron tahmin edebilirdi ama onun da geleceğini sanmıyordu. Sert adımlarını takiben birkaç şaşkın göz onu izledi. Çok mu garip görünüyordu? Daha doğrusu çok mu Fransızvari?.. Aslen İngiliz olmasına rağmen Fransa'da yaşamak ister istemez insanı mükemmelliyetçi bir zübbeye dönüştürüyordu. Fransızları küçümsercesine pis bir gülümseme yerleştirdi suratına. Onlardan nefret etmiyordu aslında. Nefret ettiği şey onlarla yaşamak zorunda kalmasıydı. Neden onlarla yaşamak zorundaydı ki? Her ne kadar okulunu sevse bile Beauxbatons'a gitmeyi hiç istememişti. Daha değişik hayalleri vardı- küçük bir kıkırtı ağzından kaçıverdi. Hayalleri mi vardı? Hayır, hayır. Onun idealleri vardı. Gerçekleşmeyecek şeyleri düşlemezdi o. Özellikle bunu yapmaması için yetiştirilmişken. Ne kadar harika bir evlat olduğunu düşündü. Evet her ne kadar ailesiyle kavga etmeden duramasa da, onların mükemmel, porselen bebeği olmuştu. Bir kıkırtı daha havaya karıştı. Kim porselen bir bebek olmak isterdi ki? Kendisi bile çok memnun değildi hayatından, ki aslında böyle olmak hoşuna gitse bile. Burnu havada bir asilzade olmaktansa arkadaş canlısı bir Hufflepuff olmak da istemezdi. Ah, evet, küçük önemsiz bilgiler. Beauxbatons'da okurken Hogwarts tarihine ne ihtiyacı vardı, değil mi? Ama onun muhteşem ve her şeyi bilen ailesi, onun da muhteşem ve her bir b*ku bilmesini uygun görmüşlerdi. Ne kadar normal(!). Kıkırdamayla tıslama arasında bir ses çıkardı ve eski, ahşap kapıyı iterek içeri girdi.

    Ona göre bir yer değildi. Doğrusu 'ailesinin' gitmesini onaylayacağı bir yer değildi. Ama onlar şuan burada değillerdi ve ona ne yapması gerektiğini söyleyemezlerdi. Canları cehenneme. Elbette onlara bir şey olmasını istemezdi. Kavga ettiği kadar seviyordu da onları. Özellikle sevinçliyken dünyanın en iyi babasına ve doğum günlerinde de en iyi annesine sahip oluyordu. Çıkar ilişkisi gibi gözükse de saf sevgiydi aslında. Belki de kavgalar dikkat dağıtmak içindi. Onlara göre sevdiğini göstermek zayıflık göstergesiydi. Nemesis'e göre de bu durmadan kavga etmek için yeterli bir sebepti. Gerçekten eski görünümlü bir masa ve dokunsan kırılacakmış gibi görünen bir sandalye kestirdi gözüne. O tarafa doğru ilerlerken de bir ateşviskisi şipariş etti. Ne ayyaştı ne de efkarlıydı. Sabahın köründe içmesinin tek sebebi birilerine patlamadan önce sinirlerini yatıştırmak istemesiydi. Garson içkisini getirip masasına koydu. Nemesis ona kendisini rahatsız etmemelerini söyledi ve teşekkür ederek adamı yolladı. Onlara göre hava hoştu. Bir şeyler yiyip, içip, parasını ödediği müddetçe onlar açısından bir problem yoktu. L gözlerini devirdi ve bir yudum ateşviskini boğazından aşağıya yolladı. İçkinin verdiği yanma hissi hoşuna gitmişti. Aslında bardağını bitirdiğinde mutlu bile sayılabilirdi. Tabi tanıdık bir yüz ve sevecen bir ses masasına ortak olduğunda tüm yalnız kalma hayalleri suya gömülmüştü. Annesi ne derdi? "Gerçekleşmeyecek hayallerin peşinden koşma!" Durum o kadar kötü müydü yani? Tanrı'nın bir şehrinin, küçük bir hanında birisiyle karşılaşmasa olmuyor muydu? Özellikle bir öğretmeniyle... Özellikle okuldaki en sevecen öğretmeniyle...

    "N'aber öğrenci? Ayağa kalkmana gerek yok. Bilirsin öğrencileri severim falan, yanına geleyim dedim görünce. İngiltere'de pek öğrencime rastlamıyorum da." Ah, harika! Bir sen eksiktin... Ağzı kontrolü ele alıp düşündüklerini seslendirseydi eğer L, kendini bir yerlerden atmak zorunda kalırdı herhalde. Yüzüne yapmacık olduğu belli olmayan ama en yapmacığından bir gülümseme yerleştirdi. Gerçekten bu kadar iyi bir oyuncu muydu, merak etti. Profesör Ashford'un yüzüne bakılırsa öyleydi. O kadınla karşılaşmak için en uygun(!) gündü sanki. Üstelik ateşviskisi içerken karşılaşmak isteyeceği son kişiydi karşısındaki kadın. Hafifçe kafasını salladı. Cevap vermesi gerekiyordu, nezaketen. Masum bir gülümseme ve mutlu bir bakışla öğretmenine baktı. Ah, merhaba Profesör! Sizi burada görmeyi hiç beklemiyordum. Ben de öğretmenlerimle burada pek karşılaşmam da... Sesi cümlesinin sonuna doğru alçalırken iç çekmemek için kendini zor tutuyordu. "Bu arada çok(!) iyiyim! Siz nasılsınız?" O kadar sevecen ve masum göründüğüne emindi ki, kadının, yaptığı vurguyu anlamayacağına emindi. Annem sağ olsun, diye geçirdi aklından. O da çok iyi oynardı bu sahneyi...


Out^^:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie Ashford
Beauxbatons | Tılsımlar ve Karanlık Büyüler Profesörü
Beauxbatons | Tılsımlar ve Karanlık Büyüler Profesörü
Cassie Ashford


Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 13/06/11

Tesadüfün Bu Kadarı Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfün Bu Kadarı   Tesadüfün Bu Kadarı EmptyPerş. Ağus. 11, 2011 5:29 pm

    Tabiki de hiç bir öğrenci kendine vakit ayırırken öğretmeniyle karşılaşmak istemezdi. Özellikle oturmuş ateşviskisi içen bir son sınıf öğrencisinin onunla karşılaştığında ve iyi olduğunu söylediğinde buna inanması mümkün bile olmazdı. En azından öğrencilerinin çok kibar ve kendisine kabalık edip de onu kovmayacak insanlar olduğunu öğrenmesi güzel olmuştu. Gerçi bunu notlar için falan da yapıyor olabilirdi ki büyük ihtimalle kendi çıkarı içindi ama olumlu düşünmekten bir zarar gelmezdi. Kendisi gençken yaptığı bir çok şeyi göz önüne getiriyordu da, Hogwarts yerine Beauxbatons'da profesör olmasına şaşırmıyordu. Hogwarts'taki öğrencilerin durumu Beauxbatons'dakilere göre çok da süper sayılmazdı. İmkanları daha azdı ve okulları o kadar da süslü püslü değildi. Hogwarts ihtişamlı ve harika bir okul olabilirdi ama Beauxbatons kesinlikle Fransızlara göre bir okuldu. İhtişamdan çok klası vardı okulun. Tabi Hogwarts öğrencisi olmak daha eğlenceli olsa gerekti. Sadece Hogsmeade'e yapılan okul gezilerinden bir şeyler patlattığı iksir dersine kadar Hogwarts'ı özlüyordu. Herhalde öğrencilik yıllarının hatırasını kirletmek istemediğinden de oraya profesörlük için başvurmayı yakıştırmamıştı kendisine.

    Genç öğrencisine doğru eğildi ve sevecen bir şekilde gözlerini büyüttü. "Sağol canım ben de iyiyim. Hayat işte ne yaparsın. Şimdilik hayatı yaşıyorum. Okul açılınca Miss Ashford olarak resmiyete devam edicem." O hayat hayat sayılmazdı. Hayatının en kolay kısımları olsa da tam anlamıyla o okulda geçenlerdi. Yine de eğlenceyi rahata tercih ederdi. Eğer ailesi biraz daha asil olması gerektiğini düşünmeseydi profesörlük işine hayatta bulaşmazdı. İngiltere tatillerindeyse hem profesör sıfatının yardımıyla ailesinin asilliğinin tadını çıkarıyor hem de istediği kadar keyfine bakıyordu. Gerçi asillik çok koymuş gibi de gelip Çatlak Kazan'da kalmaya başlamıştı ama bir iki gün sadece sıradan bir cadı olmanın tadını almaya ihtiyacı vardı.

    "Bu arada ateşviskisi güzel seçim. Geceden kalma olmasam ben de sana katılırdım ama sabah sabah bu kafayla bir kadeh bile içsem hiç de istemediğim şeyler yapabilirim. Buranın ateşviskileri de süper güzel değil. Eğer Londra'da çok kalacaksan bir ara Üç Süpürge'ye uğrayabilirsin, Hogwarts'tan ayrıldıktan sonra bile Hogsmeade'e gidip az eğlenmedim. Ve ateşviskileri buraya bin basar. Daha hafif bir şeyler istersen kaymak biraları da gerçekten güzel." Bir profesörün gözde öğrencilerden birine söylememesi gereken sözler. Puf, yemişim profesörünü. Bu işte bile eğlenebilirdi. Öğrencilere trollük yapmak ve onlarla böyle konuşmak hiç yoktan bir şeydi. Diğer öğretmenler gibi aşırı resmi ve etrafta cübbeyle gezen biri olabilirdi. Neyse ki değildi.

    Biraz da sıradan muhabbetler gerekirdi. Herhalde öğrencisiyle gün boyunca nerenin daha güzel içki sattığını konuşamazdı. Zaten burada çok da kalası yoktu ama sabah sabah vakit öldürmek güzeldi. "Eh her neyse, dene derim. Ee, seni Londra'ya atan nedir L?" Naberden sonra konuşabileceği en kolay konu. Böyle hızlı devam edip de konuları bitirmemeyi umuyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://theaphrodi.blogspot.com/
L. "Nemesis" Nephilium
Beauxbatons &. 6.Sınıf
Beauxbatons &. 6.Sınıf
L.


Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 05/07/11
Yaş : 27

Mini Lejant
Savaş Tarafı: Tarafsız
RP Yaşı: 20
RP Partneri: Hmmm adi, ukala, çapkın herifin teki. Ama nedense benim kalbimi yerinden oynatıyor.

Tesadüfün Bu Kadarı Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfün Bu Kadarı   Tesadüfün Bu Kadarı EmptyCuma Ağus. 12, 2011 4:09 pm

Biraz şaşkın, biraz umutsuz, biraz da kızgın bir edayla boş boş elindeki bardağa bakarken kadının yanında olmaktan rahatsızlık duyuyordu. Bu anlık gıcıklık nereden gelmişti bilmiyordu ama onu gördükçe tüyleri diken diken oluyordu. Cadının sessizliğini bozup konuşmaya başlaması da buna yardımcı olmamıştı. "Sağol canım ben de iyiyim. Hayat işte ne yaparsın. Şimdilik hayatı yaşıyorum. Okul açılınca Miss Ashford olarak resmiyete devam edicem." Nemesis kocaman gözlerle profesörüne bakarken -evet, o resmiyete önem verirdi, okul dışında olsalar bile o hala öğretmendi onun gözünde- kadının nasıl bu kadar raht olduğunu düşünüyordu. Cidden... Uçuk sanırım biraz, diye bir yanıt geldi iç sesinden. İlk defa bir konuda anlaşıyorlardı. Genç kız biraz olsun dikkatini dağıtmak için hana yeni gelenlere baktı. Hepsi genelde burada takılanlardı. İnsanların alışkanlıkları olması güzel şeydi. Kendisinin de bir sürü gereksiz -ve aynı zamanda aşırı gerekli- alışkanlıkları vardı. Yüzünde sahte bir gülümsemeyle kafasını salladı. Çok ilgilenmezse kalkıp gider diye düşünüyordu. Ama kadın devam etti. "Bu arada ateşviskisi güzel seçim. Geceden kalma olmasam ben de sana katılırdım ama sabah sabah bu kafayla bir kadeh bile içsem hiç de istemediğim şeyler yapabilirim. Buranın ateşviskileri de süper güzel değil. Eğer Londra'da çok kalacaksan bir ara Üç Süpürge'ye uğrayabilirsin, Hogwarts'tan ayrıldıktan sonra bile Hogsmeade'e gidip az eğlenmedim. Ve ateşviskileri buraya bin basar. Daha hafif bir şeyler istersen kaymak biraları da gerçekten güzel." Nemesis küçük bir kıkırtıyla cevap verdi. Hala pek ilgilenmiyordu ama bu gerçek bir kıkırtıydı. En azında karşısındaki cadı, onun ailevi sorunlarını düşünmesi engelliyordu. Eh, en azından... Garsona bardağını işaret ederek ateşviskisi istedi. Bunu da içer kalkarım, diye düşünüyordu.

Garson yeni ateşviskisini getirdiğinde, Nemesis yüzünde büyük bir gülümsemeyle teşekkür etti. Bir yudum aldı ve öğretmenine döndü. Cadı hala kocaman gözler ve mutlu bir ifadeyle ona bakıyordu. Bir an için ağzındaki bütün viskiyi suratına püskürtmek geldi içinden. Yutkunurken yüzünü daha büyük bir gülümseme kapladı. Lancearon'la birlikte Profesör Ashford'a yaptıkları şaka aklına gelmişti. Kadının yaptığı bütün Tılsımlar elinde patlamıştı, ki bu da onların Tılsım dersine pek ihtiyacı olmadığının bir göstergesiydi. Özellikle beş yıldır okulu nasıl birbirine kattıkları da apaçık ortadaydı. Onlar öğretmeni dinleyen çocuklardı ve eğer bir şeyin size zarar vermesini önceleyecek bir büyü öğrenirseniz, onun tersini yaparak büyük bir şaka malzemesi elde edebilirsiniz. Lancearon'u düşününce yüzündeki gülümseme, daha çarpık bir hal aldı. Daha görüşeli iki-üç gün olmuştu ama onu çoktan özlemişti. Eskiden olsa birbirlerine çığırtkan atıp dururlardı. Bu gerçekten iyi bir yöntemdi tatili berbat etmek için. Olur olmadık yerlerde çığırtkan almak insanı rezil edebilirdi. Cadının tekrar konuştuğunu fark edince dikkatini ona yöneltti."...ni Londra'ya atan nedir L?" Cümlenin yarısını kaçırmış bile olsa duydukları, cevap vermesi için gayet yeterliydi. Derin bir iç çekti. Ne anlatacaktı? Ailemle kavga ettim... Yine. Küfrettim ve kapıyı çarpıp çıktım. Sonra cisimlenerek buraya geldim. Hayır, hayır. Daha kibar olabilirdi. "Ah, şey... Can sıkıntısı diyelim." Yalan da söylememişti. Bu sadece doğrunun çarpıltılmış haliydi. "Siz neden buradasınız Profesör? Aileniz burada sanıyordum..?" Aile hakkında konuşulacak en son insan olduğu gerçeği cümlesini bitirirken kendini su yüzüne vurunca gözlerini devirmeden edemedi. Tanrı'ya şükür bunu da cadı başka tarafa bakıyorken yapmıştı. Sen... dedi iç sesi. Sen dünyanın en şanslı cadısısın. Haksız da sayılmazdı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie Ashford
Beauxbatons | Tılsımlar ve Karanlık Büyüler Profesörü
Beauxbatons | Tılsımlar ve Karanlık Büyüler Profesörü
Cassie Ashford


Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 13/06/11

Tesadüfün Bu Kadarı Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfün Bu Kadarı   Tesadüfün Bu Kadarı EmptyC.tesi Ağus. 13, 2011 1:24 am

    Kızdan cevap beklerken soğutmak istemediği çayından bir yudum aldı. Sıradan bir sohbet için çayını soğutmak çaya büyük haksızlık olurdu. Kız konuşmaya başladığında da tostunu kemirmeye devam etti. Ne kadar yavaş yersen sana o kadar çok gelir~ "Ah, şey... Can sıkıntısı diyelim." Görünüşe göre can sıkıntısı bazı insanlara cidden çok şey yaptırabiliyordu. Kendisinin canı sıkıldığında ya eve yakın bir bara giderdi ya da odasına kapanır çikolata yerdi. Eh, yeni nesil değil mi? Çok hareketliler, ne yapacakları hiç belli olmuyor. Kendisi gençken böyle miydi sanki? Eh, belki, biraz~ Ya da çok fazla. Okuldan mezun olduğunda iş bulana kadar sürekli orada şurada dolanmıştı. Okuldan sonra çok şey değişmişti ne de olsa. Bazı okul arkadaşlarıyla arasının açılması gerçekten belli bir müddet boşluk yaşamasına neden olmuştu. Nerede ne yapacağını hiç bilmezdi. Eve geldiğinde canı sıkılıyor, bunalıyordu. İnsanların ona çok baskı yaptıklarını düşünüyordu. Daha çok geç yaşanmış bir ergenlik gibiydi. Gerçi 15 yaşlarında da fazlasıyla kafasına göre bir insandı. Şimdi de çok çok uslandığı söylenemezdi ama geçmişe göre kendisini melek gibi hissediyordu. Yaptığı tercihler onu daha iyi bir insan yapmış gibiydi. En azından şimdilik.

    "Siz neden buradasınız Profesör? Aileniz burada sanıyordum..?" Soruyu alınca tostunu tabağa koyup lokmasını yuttu ve dikkatle L'in yüzüne baktı. Konuşurken etkili olmak gerekirdi. Profesörlük onu buna alıştırmıştı. Göz teması gibi şeyler karşıdaki insanın sana odaklanmasını sağlar. Bir de öğrencileri korkutmaya ve uslu durmalarını sağlamaya yarıyordu ama şimdilik öğrencisini korkutmaya ihtiyacı yoktu. Konu kendisine gelince pek laf değiştirmeyi sevmiyordu. Genç öğrencilerinin onun müthiş hayat tecrübelerinden faydalanmasını isterdi. Artık ailesi ne kadar hayat tecrübesi olabilecekse... Daha çok duygularını maddiyetle gösteren insanlar gibi. Eh en azından duyguları olduğunu gösteriyorlardı. "Ailem buradan. Hemen hemen hepsi. Evimiz de Londra'nın dışlarına doğru." Kendisi hakkında bilgi vermek rulez. "Aslında normalde orada kalıyordum ama tatilde kafamı dinlemek ve sadece kendime zaman ayırabilmek amacıyla bir iki günlüğüne burada kalmaya karar verdim. Evde kalmak bazen çok sıkıcı olabiliyor. Evdeyken daha çok aileme göre davranıyorum. Burada, hayatı yaşıyorum." Basit bir cevap. "Çok banal bir ailem var bıkıyorum ya, ben de kendimi barlara atıyorum."dan daha güzel bir cevaptı. Zaten öğrencisine böyle diyemezdi. O cevap da biraz abartılı olurdu.

    Çayından bir yudum daha aldıktan sonra sandalyesinde iyice arkasına yaslandı. Güzel bir sabahtı. Şimdilik biraz boşa harcanıyordu ama bu günden güzel bir şeyler çıkabilirdi. Bırakalım da öğrencilerle samimi olalım. Sonuçta onlara arkadaş gibi yaklaşmak lazım. Dozu birazcıcık artırmakta da problem yok. "Ee, tatil nasıl gidiyor?" Böyle şeylerle devam edemezdi ya. Cevabını alana kadar çayını alıp yudumladı ve L cevap verdikten sonra "Erkek arkadaşınla aranız nasıl? Var dimi biri? Kesin vardır, güzelim kızsın." konuyu biraz daha açtı. Öyle bakmayın~ Öğretmenler de kız muhabbeti yapabilirler. Özellikle de okuldan mezun olalı çok yıllar geçmemişse başka şeyler de yapabilirler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://theaphrodi.blogspot.com/
L. "Nemesis" Nephilium
Beauxbatons &. 6.Sınıf
Beauxbatons &. 6.Sınıf
L.


Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 05/07/11
Yaş : 27

Mini Lejant
Savaş Tarafı: Tarafsız
RP Yaşı: 20
RP Partneri: Hmmm adi, ukala, çapkın herifin teki. Ama nedense benim kalbimi yerinden oynatıyor.

Tesadüfün Bu Kadarı Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfün Bu Kadarı   Tesadüfün Bu Kadarı EmptyÇarş. Ağus. 17, 2011 4:06 pm

    Görünen o ki, evden sıkılan sadece o değildi. İşin garip yanı karşısındaki kadının neden ailesinden kaçmış olabileceği hakkında binlerce tahmini vardı. Sonuçta o genç bir kadındı, tıpkı kendisi gibi, ve kendi iradesi ve kararları vardı. Bu kararların sonuçları kötü olsa bile sorumlusu oydu ve bunlara katlanmak zorundaydı. Tabi profesörü daha şanslıydı. O daha çok 'yetişkin' sayılırdı. Çünkü o okulundan 'mezun' olmuştu. Üstelik bir 'işi' vardı. Nemesis bunların hiçbirini daha gerçekleştirememişti. Gerçi okurken ressamlık da yapıyordu. Ama bu ailesine göre 'makul' bir iş sayılmazdı. Genç cadı gözlerini devirme isteğiyle savaştı. Ne olurdu sanki 'normal' bir ailesi olsa da, kararlarını desteklese... Sonuçta o bir evlattı. Olgunlaşması için desteklenmesi gerekiyordu, reddedilmesi değil! Belki de uzun süredir dışa vuruk olan kötülüğü, karanlığı ailesi körüklemişti. Tanrı bilir ya, belki de bunun olmasını istemişlerdi. Sonuçta onlar hala ölüm yiyenlerdi. Onlara göre yaşar, onlara göre davranırlardı. Zarif ve burnu havada dolaşırlardı. Evet asil ve zenginlerdi de, peki bu onlara ne kazandırıyordu? Saygı mı? Yemişim saygısını. Kendi içinden söylenirken Ashford'un konuştuğunu fark etmemişti. boş gözlerle ona bakarken, kadın devam etti. "Erkek arkadaşınla aranız nasıl? Var dimi biri? Kesin vardır, güzelim kızsın." Bakışları boş boş olmaktan, şaşkınlığa doğru değişirken, cadı, profesörüne baktı. Böyle bir soru beklemediği aşikardı. Tabi, öğrenci-öğretmen ilişkisi sınırları içerisinde, bu kadar arkadaşça bir konuşma yapabileceklerini düşünmüyordu kız. Soru zihninde dolanırken vereceği cevabı düşündü. Evet, bir sevgilisi vardı ve sadece birkaç önce kesin olarak çıkmaya başlamışlardı. Tabi Nemesis geceyi mahveden taraf olmuştu ama o konuya girmesine gerek yoktu. Bir de profesörünün iltifatı üzerine kabaran egosu vardı işin içinde. Bu yüzden kendisini kötü gösterecek her hareketten kaçınmaya başlayacaktı şu andan itibaren. Kişilik meselesi... Tabi aklı yine Ron'a gidince, ego mego kalmamıştı. Yüzünde meleklere yakışan bir gülümsemeyle baktı, karşısındaki kadına. "Evet, var. Kısa bir süre önce çıkmaya başladık... Bir süre durakladı. Cidden şuan bunları ona anlatacak mıydı? Devam etti. [color=wheat]"Ve aramız iyi. Bir de ilifatınız için teşekkür ederim Profe- Cassy." Madem bu kadar samimi biriydi karşısındaki cadı. O zaman adıyla seslenmesine de bir şey demezdi. Resmiyet okul sınırları içerisinde kalmıştı artık.

    "Doğrusunu isterseniz, doğru dürüst çıktığım ilk çocuk o..." Ellerine bakmaya başladı. Hala anlatmaya başladığına inanamıyordu. "Tamam... Gerçekten sevdiğim diyelim..." Muzip bir gülümsemeyle cadıya baktı. Ron'u delicesine seviyordu. Her ne kadar bunu yüzüne çok sık söylemese de, durum böyleydi. Bu yıllardır başına gelen en muhteşem olaydı. Ve en korktuğu şey de bunun mahvolmasıydı. Sonuçta çoğu insana göre, en yakın arkadaşınla çıkmak soğru değildi. Boşver sen onları! diye bir ses yankılandı kafasının içinde. Nemesis tekrar başlarını kadına odakladı. "Sizin görüştüğünüz biri var mı?" Sesinde deminki çaresiz tondan eser kalmamıştı. Bir insanın ruh hali bu kadar çabuk değişebilir miydi?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie Ashford
Beauxbatons | Tılsımlar ve Karanlık Büyüler Profesörü
Beauxbatons | Tılsımlar ve Karanlık Büyüler Profesörü
Cassie Ashford


Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 13/06/11

Tesadüfün Bu Kadarı Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfün Bu Kadarı   Tesadüfün Bu Kadarı EmptyPaz Ağus. 21, 2011 7:36 am

    Kızın ona göre oldukça az konuşması Cassie'yi şaşırtıyor falan değildi. Kendisi burada istenmeyen şahıs olduğu için bununla eğlendiğini bile söyleyebilirdi. Küçüklüğünden beri istediğini istediğine söylerdi, nasılsa kimse onu yargılayamazdı. L'in de onu kovacak hali yoktu. Buna rağmen bir öğrencinin kendisine ismiyle seslenmesi onu oldukça şaşırtmıştı. O öğrenciler için samimi de olsa bir öğretmendi. Saygılı davranılması gereken ve samimi bir arkadaşlık kurulmayacak birisi. Cassie'nin de buna pek üzüldüğü yoktu zaten, öğrenmenlikten az da olsa zevk almayı öğrenmişti. İşinden uzakta bir yaşam kurmak daha çok hoşuna gitmeye başlamıştı. Her ne kadar öğretmenken de hayatını yaşasa da bir öğrencinin ona ismiyle hitap etmesi üstünde farklı bir etki oluşturmuştu. Mutluluk mu, farklılık mı, yeniliğin getirdiği heyecan mı, yoksa ne olduğunu anlamamak mı emin değildi ama çok da kötü bir his olmadığını biliyordu. -umuyordu da diyebiliriz-

    Kız konuşurken çayını içmeye devam etti "Sizin görüştüğünüz biri var mı?" ve çayı ağzında tutabilmek için birazcık çaba sarf etti. L'de fazlasıyla ilerleme görüyordu. Belki de konuyu kendi üzerinden çekmek istediği için söylemiş olabilirdi ama bu da bir şeydi. Belki de bir şeyden biraz daha fazla. Öğretmenlere söylenmeyecek şeyler hakkında bir liste yapıp akademinin panosuna assa fena olmazdı. Bir de söyleyeceklerini alıştıra alıştıra söyleselerdi ya. Böyle lafı dolandıra dolandıra. Sonra birilerinin kalbine inecek gibi oluyordu. Bardağını tekrar masaya bırakıp gözlerini çevirdi. Hogwarts günleri sanki çok çok uzaklarda kalmıştı. Hayatı, yaşadıkları, hissettikleri ne kadar da hızlı değişebiliyordu. Görüştüğü kişilerin sayısıysa Hogwarts'tan sonra taban yapmıştı.

    "Ah canım canım... Halimi görsen sen de acırsın. Beauxbatons beni aldığından beri bir türlü düzenli bir ilişkim olmadı. Biliyorum, görünüşüme bakınca hiç de öyle durmuyor." Kıkırtıyla karışık bir şekilde iç çekti. Yazık öğretmenciğimize~ "Okul zamanlarında böyle değildi. Tüm Hogwarts peşimde koşmasa da gayet popüler biri sınıfına girebilirdim. Binadan kaynaklı bir havam vardı. Diğer binalardaki saf çocuklarla kafa bulmak eğlenceli oluyordu. Bana bağlandıkları anda onları terk edip yüzlerindeki o şaşkın ifadeyi görmek o zamanlar oldukça eğlenceli geliyordu." Gençlik işte. Diğerlerinin duygularının önemi yoktu o zamanlar. Sanki şimdi ne kadar önemsiyorsa~ Sonuna geldiği soğuyan çayını tepesine dikip biraz daha derin düşündü. Herkesin de kalbini kırmamıştı ya. "Tabi bir iki tane sevdiğim insan olmuş olabilir ama onlar çok da önemli değildi. Unuttum gittiler. Unutmasam bile hatırlamamazlıktan geliyorum diyelim." Böyle daha kolay oluyor, her düşündüğümde kalbimin parçalanmasından daha kolay. "Mühim olan önümdekilere bakmak." Her ne kadar önü şimdilik bomboş görünse de~
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://theaphrodi.blogspot.com/
L. "Nemesis" Nephilium
Beauxbatons &. 6.Sınıf
Beauxbatons &. 6.Sınıf
L.


Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 05/07/11
Yaş : 27

Mini Lejant
Savaş Tarafı: Tarafsız
RP Yaşı: 20
RP Partneri: Hmmm adi, ukala, çapkın herifin teki. Ama nedense benim kalbimi yerinden oynatıyor.

Tesadüfün Bu Kadarı Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfün Bu Kadarı   Tesadüfün Bu Kadarı EmptyPerş. Ağus. 25, 2011 5:54 pm

    Öğretmenin uzun sayılan konuşması bitince, bir kahkaha patlattı genç kız. Galiba aşk hayatları korkutucu derecede benziyordu. Tabi Nemesis sonunda aradığını bulmuş olabilirdi. Ron'la birlikte yaşlandıklarını düşledi. Tabi o yaşlanmak istemezdi. Kaşları hafifçe çatıldı. "Gerçek aşka inanır mısınız, Profesör? Bir süre önce bana çok saçma bir şeymiş gibi geliyordu da." Aşka hala şüpheli gözlerle baksa da, dostluğa inanıyordu. Çoğu insan, öyle olmadığını iddia edenler bile, çıkarları doğrultusunda hareket ederlerdi. Mesela eğer belirtilen şeyi yapmazsa, ailesinin öldürüleceği ile tehdit edilen adam, çoğu zaman onların iyiliği için değil, onları kaybetmek istemediği için o şeyi yapardı. Yani kendi çıkarı için. Ron da öyleydi mesela. Fakat o her zaman Nemesis'i çıkarlarının önüne koymuştu. Nemesis de aynı şekilde onu... Gerçek arkadaşlığın sırrı buydu aslında. Ne olursa olsun dostuna sırtını dönmemek. Ron'la o her zaman birbirlerinin arkalarını korumuşlardı. Sonucunda en ağır cezalara kalmak olsa bile. L'in yüzüne bir gülümseme yayıldı. Keyfi yerine gelmeye başlamıştı anlaşılan.

    Yanından geçen garsona seslendi ve iki kahve istedi. "Kaymak birası söylerdim fakat içmemek iyiliğimize olur." Sevimli Nephilium moduna girmişti. Şimdi bütün gün çiçekler açacaktı yüzünde. Güzel bir duyguydu neşeli hissetmek. Fakat tanıdık başka birinin onu böyle görmesine izin veremezdi. Ron'a ayrıcalık tanınabilirdi elbet. Onu düşününce gülümsemesi büyüdü. Düşüncelerine o kadar dalmıştı ki, garsonun kahveleri getirdiğini fark etmemişti. Koluna sıcak bir şey değince irkildi. Normalde bağırıp çağrırdı fakat dedim ya: Neşeliydi artık. Kolunu sıvazladı ve kahvesinden bir yudum aldı. Onun tatlı-set tadı damağında kalırken tekrar öğretmenine döndü. "Bütün yaz burada mı kalacaksınız? Eğer Fransa'ya gelirseniz tekrar görüşebilir miyiz?" Okul sınırları içerisinde öğretmen-öğrenci ilişkileri olabilirdi elbet ama yaz tatilindelerdi ve Profesör Ashford, L'den o kadar büyük sayılmazdı. Yine de genç kız çok ileri gitmemiş olmayı diledi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie Ashford
Beauxbatons | Tılsımlar ve Karanlık Büyüler Profesörü
Beauxbatons | Tılsımlar ve Karanlık Büyüler Profesörü
Cassie Ashford


Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 13/06/11

Tesadüfün Bu Kadarı Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfün Bu Kadarı   Tesadüfün Bu Kadarı EmptyPerş. Eyl. 15, 2011 1:28 am

    Gerçek aşk... İşte bunu daha önce çok kez düşünmüştü. Gerçek aşka inanmak garip bir şeydi aslında. Görmediği şeylere inanmak gibiydi. Onun oralarda bir yerde olduğunu biliyordu. Belki bir gün onu gerçekten bulabilirdi. Ya da yanına bile yaklaşamazdı. Ama o vardı. Bunu tüm ruhunda hissedebiliyordu. O eksikliği. Kalbinin bir yanının boş oluşunu. her şeyi hissediyordu. Ve oralarda bir yerde bu boşluğu doldurabilecek birinin olduğunu biliyordu. Bunun için hiçbir şey yapmıyordu ama şimdilik bilmek bile yeterliydi. "Halimden belli ki gerçek aşkla hiç karşılaşmadım ama seni temin ederim tatlım oralarda bir yerlerde gerçekten aşk var. Bilmesi çok zor değil. Hissetmek için gözünü kapatmana bile gerek yok." Bir duyunun gidişi diğer duyuyu daha etkin kılabilirdi. Ama hayır, aşk böyle bir şey değildi. Onu her şekilde hissedebilirdi.

    L'in kahve istemesi onu biraz rahatlatmıştı. Çayının bitmesiyle yapacak bir şeyi kalmamıştı sonuçta. Tostunun son parçasını ağzına atıp midesine indirdikten sonra kıza cevap verdi. "Kaymak birasını kahveye tercih ederdim ama kahvenin de hatırı var sonuçta. Tadı ayrı bir güzel." kahve kahve~ Eh, bu yaşına kadar her çeşit kahveden nefret eden kimseyi görmemişti. Herkesin kahveye karşı biraz ilgisi olurdu doğal bir şeydi bu.

    Gelen kahvesinden hiç vakit kaybetmeden yudumlamaya başladı. Kahvesini de soğutmak istemezdi. Bugün havadan mıdır bilinmez içinde bir geçmiş sevgisi tutuşmuştu. Herhalde buradan sonra bir şekilde anılar içinde kendini kaybedebilirdi. Belki Hogsmeade'e bile gidebilirdi. Üç Süpürge'de vakit geçirmeyi özlemişti. Hatta içinden Hogwarts'a gidip tekrar okuldan kaçmak gibi saçma fikirler bile gelmiyor değildi~ Bazı insanları öğretmenlik bile olgunlaştıramıyordu. Hem bu öğrencilerle nasıl olgunlaşabilirdi ki?

    Düşüncelere dalmış kahvesinden yavaşça yudumlarken L'in sesiyle dikkatini kahve ve eski hatıralardan alıp kıza verdi. Onunla tekrar görüşmek istemesi biraz da garip gelmişti aslında. "Herhalde bütün tatil burada kalmam. Görüşmek istediğin zaman haber vermen yeterli tatlım. Ben bir şekilde orada olurum." Kıza göz kırpıp yeniden kahvesinden yudumladı. İlgili öğretmen olmak eğlenceliydi galiba~
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://theaphrodi.blogspot.com/
Lancaeron Láthspell
Beauxbatons &. 6.Sınıf
Beauxbatons &. 6.Sınıf
Lancaeron Láthspell


Mesaj Sayısı : 21
Kayıt tarihi : 05/07/11

Mini Lejant
Savaş Tarafı: Nasıl istersem.
RP Yaşı: 20
RP Partneri: Kraliçe o.

Tesadüfün Bu Kadarı Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfün Bu Kadarı   Tesadüfün Bu Kadarı EmptyPaz Eyl. 18, 2011 3:39 pm

      Her kanat çırpışına eşlik eden toz bulutuna aldırış etmeden bütün asaletiyle süzülen beyazlar içindeki baykuş biraz sonra olacaklardan haberdar, bilge bir edayla iki genç bayanın oturduğu masaya yöneldi. Hayvanın kendini beğenmiş duruşu dahi gelen çığırtkanın kime ait olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Bakışlarını mektubun sahibinden ayırmadan büyük bir sabırla mektubu almasını beklerken rahatsız olduğunu ifade etmek istercesine kıpırdandı. Mektubu teslim edişinin ardından aynı kendini beğenmişlikle gökyüzündeki yerini almak üzere cadıların masasından ayrıldı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Tesadüfün Bu Kadarı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Vinceria Lineum RPG :: Londra :: Diagon Yolu :: Çatlak Kazan-
Buraya geçin: