Cindey Lisa Patrick Slytherin &. 5. Sınıf
Mesaj Sayısı : 3 Kayıt tarihi : 19/06/11 Yaş : 28
| Konu: Cindey Lisa Salı Haz. 21, 2011 7:39 pm | |
| ~Cindey Lisa PatrickKarakter Özellikleri: İçinde iyilik ve kötülüğün savaşı vardır. Kimi zaman çok iyi ve harika birine dönüşebilse de kimi zamanda da hırçınlaşır ve çevresine zarar verir. Tanıdıkları onun bu durumunu geçmişte yaşadığı üzücü olayların eseri olarak düşünür. Çabuk karar verir. Birolay için fazla düşünmez. Bu yüzden bazen başına bela açar ama bu durumdan sıyrılmasını da iyi bilir. Öğrenmek onun için çok önemlidir. En küçük bir bilgi tomurcuğu için her şeyi göze alır. Kısaca Kurgu Özeti&Aile Geçmişi: Annesi her zaman iyiliğe bağlı, kızına geleceğiyle ilgili aydınlık veren bir muggle'dır. Babası ise karanlık yolunda ilerleyen birölüm yiyendir. Zamanında babası, annesini kandırıp evlenmiştir. Doğan çocukları Cindey'nin ise karanlığa hizmet edeceğini düşünmüştür ve onu bu şekilde yetiştirmiştir. Fakat Cindey büyüdükçe annesinin aydınlık öğütleri ve babasının karanlık düşünceleri arasında kalmıştır. Hangi yolda yürüyeceğine karar verememesi onun sadece bu konuda belli bir düşüncesinin olmamasını sağlıyordu. Hogwarts'ta yaşayacaklarının ona bir yol göstermesini ummaktadır. Örnek RPG;
- Spoiler:
Uzun süren tren yolculukları beni her zaman sıkmıştır. Uykudayken bile tedirgin olduğumu hissetmişimdir. Geceden beri süren bu yolculuk sabah saat dokuza doğru sonlandı. Trenden indiğimde ne kadar da sıkılmış olduğumu hissettim. Birbirlerine kavuştukları için sevinen yolcu yakınlarının arasında siyah uzun paltosu ve dağılmış kahverengi saçlarıyla Harriet Hala’nın kocası, Bay Grandin, dikkatimi çekti. Bay Grandin uzun boylu, orta yaşlarda, derin bakan kahverengi gözlü bir adamdı. Aslında yakışıklı denilebilirdi. Ama Harriet Hala bu adama âşık değildi. Hiç olmamıştı. Gençliğinde ailesinin baskıları yüzünden evlenmişti onunla. Bu yüzden uzun yıllar mutluluktan uzak yaşamıştı. Şimdi ise ölümle huzura kavuşmuştu. Anlaşılan Bay Grandin, Harriet Hala’nın ölümüne gerçekten üzülmüştü. Kim sevgili eşinin ölümüne üzülmez ki? Gözümün önüne düşen uzun, sarı saçlarımı geriye iterek ona doğru yürümeye başladım. Birkaç uzun adımdan sonra yanına geldim. Uzaktan fark edememiştim ama şimdi gözlerinin içine çökmüş ve morarmış olduğunu gördüm. Halamın ölümüne hepimiz üzüldük ama şüphesiz en çok üzülen Bay Grandin idi. Zorla evlendirilmiş olmalarına rağmen Bay Grandin, halamı çok severdi. Bir şeyler söylemem gerektiğini fark edince hemen söze girdim.‘’ Harriet Hala gerçekten ailemizin çok önemli bir parçasıydı. Başınız sağ olsun, Bay Grandin.’’‘’Hepimizin, sevgili Lisa. Hepimizin.’’ Bu sözlerden sonra soğuk tren garının dışına doğru yürümeye başladık. Onun bir şey söylemeye halinin olmadığını anlayınca daha fazla bir şey söylemedim. Yaklaşık yarım saat süren bir yolculuktan sonra ahşaptan yapılma, iki katlı, hoş bir evin önünde durduk. Burası Harriet Hala ve Bay Grandin’in eviydi. Etrafı geniş bir bahçeyle çevriliydi. Yuvarlak taştan yapılmış bir köprüden geçerek bahçeye girdik. Köprünün altındaki nehrin arka tarafında çayırlar uzanıyor; çayırda, yeşil ıslak otlarla beslenmiş kocaman inekler ağır ağır dolaşıyordu. Bahçeyi biraz daha geçtiğimizde evin önünde duran beş basamaklı merdiveni çıkıyor ve evin kapısına ulaşıyoruz. Bay Grandin cebinden hafif paslanmış bir anahtar çıkararak kapıyı açtı. İçerisi gerçekten güzeldi. Anlaşılan Harriet Hala’nın zevkine göre döşenmişti. Duvarlar ve mobilyalar sağlam yapılıydı. Duvarları kaplayan yağlı boya tabloları içeriye değişik bir hava katmıştı. Tablolardan birinde Harriet Hala’nın portresi vardı. Onu görünce bir anda kasılmış alnım gevşedi. O, cana yakın, insanlara yardım etmeyi seven, dürüst ayrıca benim de çok iyi anlaştığım biriydi. Gözlerinde hep burukluk vardı. İnsanların mutlu olmasını isteyen ama kendine acıyan derin bir burukluk… Bay Grandin, birkaç metre öteden kapısı kapalı bir odayı işaret ederek seslendi. ‘’Lisa! Harriet’in eşyaları bu odada. Ben içeri girmeye cesaret edemiyorum. Sen toparlarsın.’’‘’Tabii ki, Bay Grandin.’’Başımı eğerek Bay Grandin’in önünden geçtim ve halamın odasına girdim. İçeriye girdiğimde uzun süredir kimsenin burada bulunmadığını anlamam zor olmadı. Kendi kendime;‘’Zavallı adam!’’ diye söylendim. Bu odanın fazla kasvetli bir havası vardı. Odadaki birçok şeyi toparladım. Yatak örtüsü, yastıklar, çerçeveler… Eşyaları toplamaya kitaplarla devam edecektim. Küçük kutulardan birini alıp tahta masanın üzerine koydum. Genellikle dünya klasiklerinden oluşan kitaplığından eski ciltli kitapları üçer üçer kutuya koydum. En son kalan ‘’İhanet’’ adlı kitabı da kutuya koyacakken içinden küçük bir anahtar düştü ayaklarımın önüne. Eğilip anahtarı aldım. Nereye ait olduğunu kestiremediğim için onu bir köşeye bıraktım.Hava kararmaya başlamıştı. Odanın diğer köşesindeki başka bir masanın üzerinde duran mumu yaktım. İçerisi loş bir ışıkla dolmuştu. O sırada dikkatimi bir çekmece çekti. Kilitli bir çekmece. Az önce bulduğum anahtarı bıraktığım yerden aldım ve çekmeceyi açmaya çalıştım. Tam tahmin ettiğim gibi çekmece açılmıştı. İçinde pembe bir kurdeleyle birbirine bağlanmış mektuplar vardı. Ama onların yanında ayrı duran iki mektup vardı. Biri halama gelen bir mektuptu. Diğeri ise postaya verilmemiş ya da verilmeye zamanı olmamış bir mektuptu. Merakıma yenilip mektupları okudum. Benim güzel sevgilim, Harriet, Ayrılmak istiyorsunuz. Neden sevgili Harriet? Bilmeden üzdüm mü sizi? Yoksa zorla evlendirildiğiniz adamdan mı korkuyorsunuz? Umarım ben sizi üzmemişimdir. Ben sizi üzemem ki. Kıyamam size. Siz benim iki gözümsünüz. Eğer korkuyorsanız; korkmayın. Ben sizi korurum. Adını bulamadığımız şey aşk, sevgili Harriet. Biz aşığız. Aşk ve sevgi bağı sizi Bay Grandin’den korur. Size söz veriyorum. Ayrıca mektuplarımızı yakmak istediğinizi söylemişsiziniz son mektubunuzda. Yakmayınız, lütfen. O mektuplar bizim için çok değerliydi. Siz ve benim için. O kâğıtlar bizim sırdaşımızdı. Yoksa eşinizin onları bulmasından mı korkuyorsunuz? Korkmayınız. Ben saklarım onları. Gözüm gibi bakarım hem de. Söz veriyorum. Yoksa bütün bunlar beni unutmak için mi? Beni sevdiğiniz için pişman mısınız, sevgili Harriet? İnkâr edilemez ve silinemez bağlılığımızın utancına mı kapıldınız? Bunların sizi lekeleyebileceğinden mi korktunuz? Benim aşkımdan mı korktunuz? Lantin. ~~~~~~ Sevgili Lantin, Beni anlamamışsınız. Hem de hiç anlamamışsınız. Ben ne korkuyorum ne de sizinle yaşadıklarımdan dolayı üzgünüm. Evet, sizden korkuyorum. Ama bunun sebebi aşkınız değil. Bir gün benden önce ölmeniz. İmkânsız değil ya. Hepimiz bir gün öleceğiz. Birimiz birimizden önce. Korkum birbirimizi geride bırakmamızdandır. Kocamdan korkmam sevgili Lantin. Asla. Aramızda olanları öğrense ne olacak ki? En fazla ikimizi birden öldürür. Bundan korkmam. En azından beraber ölmüş oluruz. Bırakmayız birbirimizi geride. Ama bu kesin değil. Siz beni bırakabilirsiniz, ya da ben sizi bırakabilirim. Ama şimdi ayrılırsak en azından bir gün bu acıyı tattığımızda çok fazla üzülmeyiz. Korkmayız yalnızlığımızdan. Mektupları yakmam istemem de bundandır. Birbirimizi tamamen unutmak için. Azizim Lantin, umarım beni anlıyorsunuzdur. Bu mektubu fazla uzun yazmıyorum. Sadece sizden anlayış bekliyorum. Her zaman kalbimdesiniz. Harriet.
| |
|
Venomous Kaçak
Mesaj Sayısı : 40 Kayıt tarihi : 06/03/11 Yaş : 30
Mini Lejant Savaş Tarafı: KARANLIK RP Yaşı: 25 RP Partneri:
| Konu: Geri: Cindey Lisa Salı Haz. 21, 2011 8:59 pm | |
| Başvurunuz onaylandı. 5.Sınıf Slytherin. İyi rol oyunları dilerim! | |
|