Endişe

Konu: Endişe Salı Haz. 07, 2011 9:11 pm

Yaklaşık 10 satırlık gazete haberini 2 kere üst üste okuduktan sonra gazeteyi sertçe masaya bıraktı. Bakanın kendi ordusu ha? Büyük saçmalıktı bu. Russell seherbazları mutlak kontrolüne alacak kadar bile güçlü değildi, kendine ait bir ordusu nasıl olacaktı ki? Seherbazların yeterince güçlü olmadığını söylemesinin nedeni otoritesini güçlendirmek istiyor olmasıydı ama belli ki ters bir etki yapmıştı. O Pearson denen gazeteci cidden çok sinir bozucu biriydi. Kaşlarını biraz çattı ve hemen karşısında oturan yardımcısına baktı.

-Gelecek Postası aleyhimizde yazmaya devam edecek gibi Alexei. Haberi okudun mu? Özel ordu kuruyormuşum.

Alexei Volkoff, iktidara gelirken ona en çok yardımı dokunan kişiydi ve geldikten sonra da karşılığını almıştı. Tıpkı kendisi gibi aydınlık yanlısı bir karaktere sahipti ve kafası bürokratik işlere iyi basıyordu. Bazen gizemli tarafından ürküyordu Russell, ama en yakın dostlarındandı o. Adamın cevap vermesini beklemeden konuşmasına devam etti fakat bu sefer sesi daha sert ve yüksekti.

-Seherbaz tehlikesiymiş! Herkes ağzına takmış bunu dolaşıyor. Aynı şeyi yıllardır söylerler,hiçbir zaman da böyle bir şey olmadı.

Russell bakanlıkta çalışmaya başladığından beri belli kesimler aynı şeyi dillendiriyordu ve o tarz bir olay hiç olmamıştı. Sert bakışlarla karşısındaki adama baktı ve bir cevap bekledi.

Konu: Geri: Endişe Salı Haz. 07, 2011 9:25 pm

İdare Katı'nın soğuk havası Alexei'in en sevdiği şeylerden biriydi. O'na güven ve güç veriyordu. Yine bu hislerinin olduğu anlarda kadim dostu Sihir Bakanı Russell Tranter ile odada oturuyorlardı.

Russell eline Gelecek Postası'nı aldı. Okumaya başladı. Gözü yavaşça aşağılara doğru indi. Bir an duraksadı. Orayı okuyor gibiydi. Suratı asıldı. Sonra daha da asıldı. Kaşlarını çattı ve gazateyi sertçe masaya koydu. Alexei her zamnki soğukkanlılığını koruyordu.

-Gelecek Postası aleyhimizde yazmaya devam edecek gibi Alexei. Haberi okudun mu? Özel ordu kuruyormuşum.

Russel Alexei'nin ağzını bile açmasına izin vermeden devam etti.

-Seherbaz tehlikesiymiş! Herkes ağzına takmış bunu dolaşıyor. Aynı şeyi yıllardır söylerler,hiçbir zaman da böyle bir şey olmadı.

Alexei hafiften gülümsedi.

- Russell. Haberi okudum şimdi biraz sakinleş. Haberi okuduğumda ben de sinirlendim. Seni tanıyorum öyle şeyler yapacak nitelikte biri değilsin.

Alexei ayağa kalkarak sert bir kahkaha fırlattı. Arkasına döndü, ilerideki dolabın içinden vodka şişesini çıkardı ve bardağa doldurdu. Yürüyerek Bakan'ın oturduğu masaya doğru geldi. Bardağı bir dikişte bitirdi. Yüzü bir anda değişti. Bu vodka'dan değildi. Başka bir şey olmuş olmalıydı. Bardağı sertçe masaya bıraktı ve ağır Rus aksanı ile sert bir biçimde konuşmaya başladı.

- Russell, biliyorsun ki senin en yakın arkadaşlarından biriyim. Seni uyarmak benim en önemli görevim. Beni dinleyeceğine eminim. Bu pisliği beraber temizleyebiliriz.

Alexei, Russell'ın şaşkın yüzüne aldırmıyordu.

- Biliyorsun ki Imran Zakhaev en yakın dostlarımdandır. O adama güvenmediğini biliyorum. Ancak bazı bilgiler aldım. Seherbaz Bürosu'nda korkunç şeyler oluyor olabilir Russell.

Konu: Geri: Endişe Salı Haz. 07, 2011 9:40 pm

Alexei'nin de Seherbazlar hakkında endişeli olmasına inanmıyordu Russell. Büro başkanı Issachar'ın göreve gelmesine bizzat destek olmuştu Russell, onun böyle bir şey yapabileceğine inanmıyordu ve Alexei'nin de bu konuda ikna olmasına yardımcı olacaktı. Gözlerini adama dikti ve Alexei'ye özel olarak ayarladığı samimi ses tonuyla konuşmaya başladı.

-Isaachar'ın böyle bir şeye izin vereceğini pek sanmıyorum Alexei. Zakhaev'den ne duydun bilmiyorum, ama çıkarları için yapabileceği şeyleri sen de biliyorsun en yakın dostlarından olmana rağmen. Isaachar'la konuşacağım, ama içimde bu konuyla ilgili zerre kadar inanç yok.

Dostuna yalan söylememişti Russell, gerçekten de inanmıyordu böyle bir şeye. O hevesli genç adamın kendisine bağlı olduğunu biliyordu ve eğer değişmesini istediği bir şey olsa kendisiyle konuşacağını düşünüyordu. Tekrar Alexei'ye baktı ve cevabını merakla beklemeye başladı.

Konu: Geri: Endişe Salı Haz. 07, 2011 9:53 pm

-Isaachar'ın böyle bir şeye izin vereceğini pek sanmıyorum Alexei. Zakhaev'den ne duydun bilmiyorum, ama çıkarları için yapabileceği şeyleri sen de biliyorsun en yakın dostlarından olmana rağmen. Isaachar'la konuşacağım, ama içimde bu konuyla ilgili zerre kadar inanç yok.

Russell'ın kendisine inanmaması Alexei'nin hoşuna gitmese de sakinleşti. Zaten inanmasını da beklemiyordu. Önemli olan bu konuşmayı yapmaktı. Kendine biraz daha vodka koydu. Yine tek dikişte bitirdi. Yavaşça yerine oturdu.

"Şimdi bize yeni gelişmeleri beklemek düşüyor. Ben yine de Zakhaev'in kararlılığından eminim. Neyse, umarım düşündüğünde haklısındır Russell. O aptal karanlık günleri yaşamak istemiyorum. Özellikle Bakanlık'ın içinde bir yapılanma olabileceği fikri beni çıldırtıyor."

Konu: Geri: Endişe Salı Haz. 07, 2011 10:10 pm

İçkisini tek dikişte bitiren Alexei'ye yüzünü ekşiterek baktı. Kendisi alkollü içeceği yudumlarken bile zorlanıyordu ama o bir dikişte bitirecek kadar alışkındı. Yardımcısının düşüncelerinden memnun kalmıştı fakat Zakhaev'e hâlâ güvenmiyordu. Normalde Alexei'nin kefil olduğu kişilere gözü kapalı güvenirdi fakat Zakhaev'de durum başkaydı, onun neler yapabileceğini görmüştü daha önceden.

-Senin gibi düşünüyorum Alexei. 3 yıl geçti, etkisinden kurtulamadık daha. Eğer devletin sistemi dağılırsa, aydınlık tarafın gücü kırılıyor.

Odasının penceresinden dışarı baktı ve eski günleri düşündü. Yaşlı Fudge'un her şeyi berbat edişini,Yoldaşlık'ın olağanüstü çabalarını ve genç Harry Potter'ı... O zamanlar bakanlıkta çalışmıyordu fakat tüm gelişmelere hakimdi ve her şeyi net hatırlıyordu, çok karanlık günlerdi. Düşüncelerinden uzaklaştı ve kafasını tekrar karşısında oturan yardımcısına çevirdi.

-Şu kaçaklar hakkında ne diyorsun? 3 yıl geçti, bir tane bile yakalamış değiliz. İnsanların güveni kırılıyor.

Lord Voldemort'un ölümünden sonra müritlerinin çoğu kaçmıştı ve hepsinin ismi bakanlıkta vardı fakat henüz hiçbirini yakalayamamışlardı. Aslında çoğunun Fransa'da olduğuna dair bir istihbaratları olmasına rağmen Fransa hükümeti müdahalelerine izin vermiyordu ve bu bakanın sinirini bozuyordu.

Konu: Geri: Endişe Salı Haz. 07, 2011 10:21 pm

Russell'ın rahatladığını hissetmişti Alexei.

-Senin gibi düşünüyorum Alexei. 3 yıl geçti, etkisinden kurtulamadık daha. Eğer devletin sistemi dağılırsa, aydınlık tarafın gücü kırılıyor.

Alexei Russell'ın kendisi gibi düşünmesine memnundu. Bakan uzunca bir süre camdan dışarı daldı sonunda da sessizliğini bozdu.

-Şu kaçaklar hakkında ne diyorsun? 3 yıl geçti, bir tane bile yakalamış değiliz. İnsanların güveni kırılıyor.

Alexei'nin bu konuda da birkaç fikri vardı.

"Senin de bildiğin gibi bu isimleri yakalamamızın yolu Fransız Sihir Bakanı'nın vereceği izinden geçiyor. Aslında çoğunun yeri belirli. Hepsi yeni bir yaşama başladı. Fransa ve diğer hükümetler bu işe ortak olmazsa işimiz zor. Tabi birkaç plan da var. Sınır ötesi operasyonlar düzenleyerek onları sert bir şekilde yakalar ve İngiltere'ye getiririz. Bunu yapabilecek gücümüz var. Ya da diğer bakanlıkların çözülmelerini bekleriz. Ama bunu acilen bitirmemiz gerekiyor. İçlerinde çok ciddi ve tehlikeleri de var. Ayrıca sana henüz söylemesem de eski ölüm yiyenlerin geri dönüşün yollarını aradıkları duyumunu aldım. Umarım doğru değildir. Ne olursa olsun karanlık, halkın üzerinde büyük bir korku salabilir."

Konu: Geri: Endişe C.tesi Haz. 11, 2011 7:07 pm

Alexei'nin artık için boş dedikodulara kulaklarını tıkaması gerektiğini düşünüyordu Russell. Eski ölümyiyenlerin bu kadar kısa sürede tekrar faaliyete geçebileceklerine inanmıyordu ve böyle düşünenlere de acıyarak bakıyordu. Fransa hükümetinin onlara gizli bir şekilde destek vermediğinden emindi. Hâl böyleyken ölümyiyenlerin kendi başlarına, olağanüstü güçleri olan bir lordları olmadan yükselmeleri olasılık dışıydı. Tabii onları yakalamak her şeyden çok istiyordu fakat bunun sebebi tehlikeli olmaları değil, yakalanmalarının ardından halkın bakanlığa duyduğu güvenin artacak olmasıydı. Yüzüne alaycı bir gülümseme yerleştirdi ve yardımcısına bakarak konuşmaya başladı.

-Yapma Alexei, kulağını tıka artık bu boş dedikodulara. O sefil ölümyiyenlerin olağanüstü güçte bir efendileri olmadan örgütlenebileceklerine inanıyor olamazsın. Eminim birbirlerini öldürmeye çalışıyorlardır şimdi.

Alexei'ye güveni azalıyordu son zamanlarda. Zakhaev'le olan ilişkisinin güçlenmesi büyük bir etkendi bunda fakat daha büyük etken Russell'ın otoritesini sarsmasıydı. Bakanlıktan birçok kişinin Alexei'nin kendisinden daha iyi bir yönetici olduğunu düşündüğünü biliyordu ve bu düşüncenin yayılmasından çok korkuyordu.